Hakan Erol kitabında Sayın Adnan Oktar’ın 1987 yılında ümmetçilik propagandası yaptığı gerekçesiyle önce tutuklandığını, sonrasında ise “paranoid şizofreni” raporuyla Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesine gönderildiğini de anlatmıştır.
Kitapta bahsi geçen bu olay, Sayın Adnan Oktar’ın 40 yıllık kültürel faaliyetleri sırasında maruz kaldığı ilk büyük komplodan kaynaklanmaktadır. Şöyle ki;
Bulvar Gazetesi, 1986 yılında “Yahudilik ve Masonluk” isimli kitabıyla tüm Türkiye’de büyük yankı uyandıran, özellikle gençlerin ilgiyle takip edip tanışmak istedikleri Sayın Adnan Oktar hakkında bir yazı dizisi hazırlamıştır. O dönemin derin devlet yapılanması, “Adnan Hoca ve Müritleri ile Gençler Tartıştı, Adnan Hoca’ya Niye İnandık?” başlıklı yazı dizisinin 30.06.1986 tarihli bölümündeki “Çocuklar biz Hz. İbrahim ümmetindeniz, Kuran’a göre bizim milletimiz Hz. İbrahim milletindendir, fakat bir Türk kavmindeniz” ifadesini fırsat bilerek Sayın Adnan Oktar hakkında hemen soruşturma başlatılmasını sağlamıştır. Günümüzde Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından gururla dile getirilen “Türklerin İbrahim milletinden gelmeleri” konusu o dönemdeki bir komploya dayanak kılınmış, Sayın Adnan Oktar önce cezaevine sonra da 9 ay boyunca azılı akıl hastalarının arasında kalacağı Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne gönderilmiştir. İşte o dönemde Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde Sayın Adnan Oktar’ı gözeten kişi, Adli Servislerin Sorumlu Hekimi sıfatıyla görev yapan Sayın Sefa Saygılı olmuştur.
1987 yılında yürürlüğe konulan akıl hastanesi komplosunun temel amacı, halkımızın Sayın Adnan Oktar’ı “deli” olarak değerlendirip, onun fikirlerine itibar etmemesini sağlamaktır. Tarihte yaşamış birçok mümin insana yapılan “deli” yakıştırması düzmece olarak hazırlanan “paranoid şizofren” raporuyla Sayı Adnan Oktar’a da yapılmıştır. Gerçekte, elbette ki Sayın Adnan Oktar’da hiçbir akıl rahatsızlığı yoktur. Halkımız, 1987’de olduğu gibi bugün de bu gerçeğin farkındadır. Ayrıca olaylara vicdanlı ve objektif bakabilen her insan, Sayın Adnan Oktar’ın fikirlerine ve yaşantısına karşı olan odaklar dolayısıyla bu tür baskılara ve saldırılara uğradığını açıkça görmektedir.
Bu noktada belirtmeliyiz ki, Sayın Sefa Saygılı da Sayın Adnan Oktar’ın “paranoid şizofren” olmadığını çok iyi bilmektedir. Ancak bunu bugüne kadar sadece Habertürk’e verdiği 05.08.2018 tarihli röportajda dile getirmiştir. Video görüntüleri de bulunan söz konusu röportajda Sayın Sefa Saygılı “paranoid şizofren” tanısıyla kendisine gelen Sayın Adnan Oktar’ı gerçekte hep sağlıklı bulduğunu şu cümlelerle açığa vurmuştur:
“…Hekim arkadaşlarımdan akıl sağlığı yerinde raporu almış. TELEVİZYONDA GÖRDÜĞÜNÜZ GİBİ BUGÜN DE AKIL SAĞLIĞI YERİNDE. Yine rapor istenirse hasta hekim ilişkisi içinde normal görevimizi yapacağız. Olağanüstü bir şey değil yani, bu şekilde çok kimselerle görüştük…“
Görüldüğü gibi Sayın Sefa Saygılı, Sayın Adnan Oktar hakkında “bugün de akıl sağlığı yerinde” diyerek geçmişteki “paranoid şizofren” raporunun bilimsel bir değerlendirme içermediğine farkında olmadan işaret etmiştir. Aynı zamanda birçok konuşmasında Sayın Adnan Oktar hakkında sürekli olarak “paranoid şizofren” tabirini kullanmasının da yersiz ve haksız olduğunu ortaya koymuştur.
Sayın Sefa Saygılı’nın 28.12.2020 tarihli “Gece Kuşu” isimli programda kullandığı şu ifadeler ise, Sayın Adnan Oktar hakkında düzmece bir “paranoid şizofren” raporu düzenlenmesinin ana sebebini göstermektedir:
“… Bu ADNAN OKTAR MEHDİLİK FİKRİ DIŞINDA GAYET SAĞLIKLI İNSANLAR GİBİ, ama bu konuda sapıtıyor yani yerine göre yalan söylüyor, yerine göre… Yalan söylemesini şu açıdan vurguladım, yani dini bir takvası ya da dini bir özelliği olmadığı için, hasta olduğu için hastalık oluyor. BU HASTALIĞIN DIŞINA ÇIKIN DİĞER İNSANLARDAN BİR FARKI KALMAZ…”
Görüldüğü gibi Sayın Adnan Oktar hakkındaki “paranoid şizofren” değerlendirmesi sadece onun Mehdilikten bahsetmesinden kaynaklanmıştır. Sayın Sefa Saygılı, Mehdilik fikri dışında Sayın Adnan Oktar’ın gayet sağlıklı olduğunu açıkça ifade etmektedir. Peygamber Efendimiz (sav)’in “Sizlere Mehdi’yi müjdeliyorum…” (Müsned-i Ahmed, c. 3, s. 37) hadisi doğrultusunda kültürel çalışmalarında Hz. Mehdi (as)’den bahseden Sayın Adnan Oktar’a “Sen Mehdilik iddia ediyorsun” denilerek akıl almaz ve acımasız komplolar kurulmaktadır.